Masaj kapsamındaki geleneksel manipülasyon tekniklerinin tamamı esasında
sezgisel olarak oluşmuştur ve doğal hareketleri içinde barındırır. Masaj çeşitleri
arasında kullanımı en fazla olan masaj çeşidi İsveç Masajı’dır. Bu masaj çeşidi Klasik
Masaj olarak da bilinmektedir. Klasik Masaj’da 5 temel manipülatif teknik uygulaması
bulunmaktadır. Bu tekniksel uygulamaların her birinin özel bir ismi olup, bunlar;
öfloraj, petrisaj, friksiyon, tapotmen ve vibrasyon olarak adlandırılmaktadır (Fritz,
1995; Kurre, 1997, Beyazova ve Kutsal 2000). Bu teknikler arasında yer alan ve en
çok bilineni öfloraj olup, öfloraj, stroking ya da sıvazlama olarak da isimlendirilebilir.
Öfloraj, masajın yapıldığı dokunun masaja hazırlanması için uygulanan bir tekniktir.
Yumuşak dokuya uygulanan sıvazlama şeklindeki hareketlerden oluşur. Genel
itibarıyla öfloraj, masajın başlangıcında ve sonlandırılmasında kullanılır. Daha sonra
uygulanacak diğer tekniklere (petrisaj, vibrasyon gibi) kişiyi hazırlamak için önemli bir
başlangıç uygulaması olarak bilinir. Amaca göre öflorajın yüzeysel ya da derin olmak
üzere iki şekilde uygulaması bulunmaktadır. Yüzeysel öfloraj, geniş yüzeyleri
etkileyecek şekilde, parmaklar ve avuç içinin kullanıldığı, yani elin bütününün
kullanılarak yapıldığı hafif sıvazlama hareketleri şeklindeki manipülatif uygulamadır.
Kas liflerinin yönünde uygulanılır. Hareketler düz, akıcı, ritmiktir. Derin öfloraj ise elin
tümü ile önemli miktarda kuvvet uygulanarak yapılır. Derin öfloraj, kas fibrillerinin
uzun eksenine paralel yönde ve kasın bütününe olacak şekilde uygulanmalıdır. Her
bir hareketin etkisi bir öncekinin üzerine gelecek şekilde organize edilmelidir.
Başlangıç noktasına dönerken, ellerin deri ile temasının kesilmemesine ve geri
dönerken herhangi bir basınç uygulanmamasına dikkat edilmelidir (Yüksel, 2007;
Hazır, 2001).
Bir diğer manipülatif teknik de petrisajdır. Petrisaj, kneading veya yoğurma
olarak da adlandırılmaktadır. Bu teknikte uygulama yapılacak yumuşak doku, dairesel
veya S harfi oluşturacak şekilde katlanarak sıkıştırılma şeklinde uygulama yapılır. Her
bir harekette eller bitişikteki dokuya doğru ilerletilir. Petrisaj özellikle kas spazmının
ve fibröz dokuların çözülmesinde, kasların esnetilmesinde etkilidir. Petrisaj aynı
zamanda vücut sıvılarının akışını hızlandırır ve dokulardaki ödemin azaltılıp ortadan
kaldırılmasına yardımcı olabilir (Yüksel, 2007).
İsveç Masajı’nın içinde bulunan tekniklerden biri de friksiyondur. En eski
manipülatif tekniklerden birisidir. Friksiyon daha sıklıkla, deri kan akımını arttırmak ve
yüzeysel ısınma sağlayıp doku ısısını arttırmak için kullanılır. Friksiyonun
uygulanmasında el doku üzerine yerleştirildikten sonra deri üzerinde hızla ileri-geri
doğru hareket ettirilir. Daha çok lokal uygulaması yaygındır. Friksiyonda doğrudan
hasarlı doku hedef alınılır.
İsveç Masajı’ndaki bir diğer manipülatif teknik ise tapotmandır. Tapotman
perküsyon olarak da isimlendirilebilir. Vurma, çarpma şeklindeki hareketleri içeren bir
tekniktir (Hazır, 2001).
Klasik masajın içerisindeki son teknik ise vibrasyon olup, titreşim olarak da
adlandırılır ki parmaklar ile elin vücuda temas ettirilmesi sağlanarak ortaya çıkarılan
titretme hareketidir. Vibrasyonun uygulaması yeterli şiddet düzeyinde ve sürede
yapıldığında bazı refleks fizyolojik etkiler oluşturur (Yüksel, 2007). Vibrasyon, elle
yapılmasının yanı sıra vibrasyon üreten makinelerle de yapılmaktadır. Günümüzde
masaj etkisi oluşturmak için kullanılan mekanik aletlerin temelinde, vibrasyon etkisi
oluşturmak yatmaktadır. Ancak bu aletlerin etkisi daha kısıtlı kalmaktadır. Kısıtlı
kalmasının nedeni, dokunmanın yarattığı etkiden yoksun olmasıdır. Ellerle hafif
basınç üretilerek yapılan mekanik uyarılar, kasların gevşemesine daha fazla yardımcı
olacağından, elle yapılması daha önemlidir. Vibrasyonun basınç etki durumuna göre,
etkilediği nöroreseptörler değişir. Daha hafif uygulandığında, yüzeye yakın
nöroreseptörler üzerine etkilerini gösterirken, daha yüksek basınçlı vibrasyon ise
daha derindeki nöroreseptörlerde uyarı sağlar (Hazır, 2001).
Kullanımdaki yaygınlığı her ne kadar İsveç Masajı kadar olmasa da, kullanımı
diğerlerine göre daha yaygın olan diğer iki masaj çeşidi ise Konnektif Doku Masajı ve
Lenf Drenaj Masajı’dır. Konnektif Doku Masajı, geleneksel ve alternatif tedavi
metotları dahilinde etkileşim sağlayan önemli bir manipulatif tedavi şeklidir. 1929’da
Alman fizyoterapist Elisabeth Dicke'nin kendi üzerinde deneme çalışmalarıyla
geliştirilmiştir. Konnektif Doku Masajı, konnektif dokulara çekme şeklinde uygulanılır.
Oluşan kuvvet ile derideki otonom sinir uçlarının uyarılmasını sağlayan refleks bir
terapi şeklidir. Konnektif Doku Masajı’nın etki mekanizması henüz net olarak izah
edilememiş olmakla beraber, sempatik ve parasempatik sinir sistemi arasındaki
dengeyi sağladığına dair bilgiler mevcuttur (Reed and Held 1988).
Lenf Drenaj Masajı ise bloke olmuş lenf sıvısının serbest akışının sağlanması
esasına dayanır. Lenf sisteminin manipule edilmesiyle oluşturulan bir uygulama tekniğidir. Manuel Lenf Drenajı hafif basınç uygulamaları şeklinde yapılır. Basınç,
yüzeysel lenf damarlarına uygulanılır. Manuel Lenf Drenajının esas amacı, lenf
sıvısının ödemin olduğu bölgeden alınarak vücuttaki diğer bölgelere olan akışının
sağlanmasıdır (Demir, 2008).

Comments